Irak üzerine yayınlanmış iki stratejik plan vardır. Biri bilinen BOP yani ABD’nin aslında küçük ama kulağa hoş gelsin diye ‘Büyük’ denilen Ortadoğu Projesi, diğeri de İsrail’in Siyonist Planıdır.

Her iki planın ana stratejik noktası da bugün tartışılan hatta savaş naralarının atılmasına yolaçan Kürdistan projesidir. Çünkü Irak dağılırsa buradan çıkan dalgalar bir Tsunami gibi bölge ülkelerine yayılacak ve karşısına çıkan her şeyi ezip geçecektir.

BOP TÜRKİYE’YE SAVAŞ İLANIDIR
İlginçtir ABD bu projesiyle resmen ve alenen Türkiye’yi hedef almış olmasına karşın ülkede siyasete hakim olan şahsiyetler tarafından bu mesele bu yönüyle hiç ele alınmamış, kamuoyuna da bir açıklama yapılmamıştır.

Neredeyse magazinleşen ‘BOP Eş Başkanı’ söylemleri bir yana bu planda açığa çıkmış olan ABD stratejisi hep gölgede kalmış ya da bilerek karanlıklarda gizlenmiştir. İşin gerçeğinde ABD, Türkiye’yi Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da işgalci olarak görmüş ve bunu da dünyaya ilan etmiştir.

İşte ABD’nin planda söyledikleri:

“ Ankara’nın önünde bulunan Kürt sorunu son on yıl içerisinde bir miktar kolaylaşmış olmasına rağmen, baskı yakın tarihlerde tekrar yoğunlaşmıştır ve Türkiye’nin doğusundaki beşte birlik bölümü işgal edilmiş bir bölge olarak görülmelidir”.

Aynı ABD işte planda görüldüğü gibi İran ve Suriye’deki Kürtleri de kışkırtarak Büyük İsrail’in kilit taşı olan Büyük Kürdistan’a giden yolu da işaret etmişti, üstelik insan hakları adına.

BOP’A TEPKİ HİÇ OLMADI

İşin gerçeğinde bu projede hedef ülke Türkiye değil de Uganda olsaymış, mutlaka bir notayla motayla yaygarayı kopartmışlardı ama bizde hiç yaygara çıkmadı hiç de nota verilmedi.

Neden?

Bugün ortaya çıkıp ‘biz Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılıyız’ diyen hatta Barzani’nin referandum tezgahının sadece Irak’a değil, Türkiye’ye de tehdittir’ diyen bu siyaset sahipleri ABD’nin resmen ve alenen Irak’ı parçalamaya giden nihayetinde de Türkiye’yi hedef alan bu politikasına neden hiç ses çıkarılmamıştır?

BOP SİYONİST BİR PROJEDİR

Siyonist plana gelince…
İsrail’in bu yeni stratejisinde ilk hedefi Irak’tır, işte o bölüm; ‘Bizim için Irak’ın feshi, Suriye’nin feshinden bile daha önemlidir. Irak Suriye’den daha güçlüdür. Kısa vadede İsrail’in en büyük tehdidi Irak’ın gücüdür’.

Bu hedefe giden yol da İran-Irak savaşından geçiyordu, işte o strateji; ‘Bir Irak-İran savaşı Irak’ı parçalayacak ve bize karşı geniş bir cephede çatışma organize etmesine imkan vermeden çökmesine sebep olacaktır’.

DÜNYA SİYONİST DERGİSİNDE BU PROJE İLAN EDİLMİŞTİR

Bu hedefe ulaşmak için Irak parçalanmalıydı, işte o öngörü; ‘Üç büyük şehir etrafında üç (veya daha fazla) eyalet var olacaktır: Basra, Bağdat ve Musul ve güneydeki Şii bölgeler Sünni ve Kürt kuzeyden ayrılacaktır’.

Parçalama stratejisinin dayandığı nokta, Müslüman coğrafyadaki etnik ve dini temeldeki farklılıklardı, işte o tespit; ‘Araplar arasındaki her türlü çatışma kısa vadede bize yardımcı olur ve Suriye ve Lübnan’da olduğu gibi önemli bir hedef olan Irak’ın parçalanması için yolu kısaltır. Osmanlı döneminde Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da etnik/dini bazda bölgelere bölünme mümkündür ’.

BOP AYNI ZAMANDA KUTSAL BİR SAVAŞIN TETİKÇİSİDİR

Tevrat’ta geçtiği ileri sürülen ayetler bu yeni İsrail stratejisi temelinde çıkarılacak Ortadoğu savaşlarını destekliyordu. İşte Tevrat’taki o ayet:

‘“Ey Babil, erden kız, in aşağı, toprağa otur… Öç alacağım, kimseyi esirgemeyeceğim... Onu durduracak büyü yok elinde, başına gelecek belayı önleyemeyeceksin. Üzerine ansızın hiç beklemediğin bir yıkım gelecek… Gençliğinden beri alışveriş ettiğin herkes kendi yoluna gidecek, seni kurtaran olmayacak.’

İncil de bu İsrail stratejisini destekliyordu. İşte İncil:

“‘Büyük Babil, Dünya Fahişelerinin Ve İğrençliklerinin Anası’… Gördüğün canavarla on boynuz fahişeden nefret edecek, onu perişan edip çıplak bırakacaklar. Etini yiyip kendisini ateşte yakacaklar. Çünkü Tanrı, amacını gerçekleştirme isteğini onların yüreğine koymuştur. Öyle ki, Tanrı'nın sözleri yerine gelinceye dek krallıklarını canavara devretmekte sözbirliği edecekler.’
Babil günümüzdeki Irak’tır…

BOP, İSRAİL’İN ÜÇ BİN YILLIK PROJESİNİN BUGÜNKÜ YÜZÜDÜR

ABD’ye gelince, o zaten BOP projesiyle İsrail’i destekliyordu. İşte BOP:

‘Bölgede yapılacak adil bir düzenleme Irak’taki üç Sünni ağırlıklı bölgeyi budanmış bir devlet haline getirecektir ve bu bölgeler zaman içerisinde Akdeniz’e yönelmiş bir Büyük Lübnan’a kıyılarını kaybetmiş olan Suriye ile birleşmeye karar verebilir ki bu durumda Fenike yeniden doğmuş olur. Diyarbakır’dan Tebriz’e kadar uzanan bağımsız bir Kürdistan, Bulgaristan ve Japonya arasında en Batı yanlısı devlet olacaktır’.

ABD son sözünü şöyle söylüyor;
‘5,000 yıllık tarihten bir diğer kirli sır da şudur: Etnik temizlik işe yarar’ .

Tevrat ve İncil’de geçen kehanetlerle Hıristiyan dünyasında inanç desteği sağlayan ABD ve İsrail Ortadoğu’da savaş arenasına işte böyle indi. Şimdi durumun vahameti biraz daha kendine o ışığa çıkarabiliyor…

SONUÇ

Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi olarak adlandırdığı BOP aslında evanjelik siyasi bir projesidr ve temelinde de İsrail vardır. Evanjelistler zaten ‘Eski Ahit-Yeni Ahit’ diyerek Tevrat’la İncil’in birleştirilmesini savunan yani Hristiyan-Yahudi, ittifakını savunun dini siyasi bir gruptur.

ABD’nin BOP dediği proje 2006 yılında Amerikan Silahlı Kuvvetler dergisinde yayınmıştır ama İsrail’in asıl planı 1982’de Dünya Siyonist Dergisi Kivunim’de çoktan ilan edilmiştir. Yani BOP’un arka planında İsrail vardır.

Her siyonist plan yan yana getirildiğinde, yayınlanmış olan haritalardan da anlaşılacağı üzere Amerika İran’dan Pakistan’a uzanan coğrafyayı hedefine almış, İsrail ise İran’dan Mısır’a kadar uzanan coğrafyadaki ülkeleri hedef almış olduğu görülmektedir. Zaten bu iki plan ve proje yan yana getirilmeden BOP’u anlamak ya da bugün Ortadaoğu’da yaşanılanlara bir anlam yükleyebilmek oldukça zor olur.

Gerek BOP gerekse İsrail planının temelinde Müslüman coğrafyadaki ülkelerin etnik ve mezhep farklılıkları temelinde bölünmesi ve kopacak parçalardan İsrail’e müttefik devletler kurulması ana fikri yatmaktadır. 2018 yılı itibariyle Irak’ın etnik-mezhep temelinde üçe parçalanmış olması bu düşüncelerimizi açıklayan en çarpıcı örnektir. Bu süreç diğer ülkeler üzerinde de halen işlemektedir.

Bu çerçevede Türkiye’ye bakıldığında Türk-Kürt tartışmaların gündem de kendine yer bulması etnik ayrıştırmayı; Alevi-Sünni tartışmalarının da siyaset gündemine çekilmiş olması da mezhepsel kışkırtmayı körüklemektedir. Bu siyasete evanjelik BOP projesi gözlüğüyle bakıldığında da sürecin işletilmekte olduğu anlaşılmaktadır. Oysaki Türkiye, bu coğrafyada ancak ve ancak ulus-devlet kimliğini koruyarak ve de her türlü farklılıklar üzerinde birliğini koruyarak yasabileceğini artık öğrenmiş olması gerekmektedir.

Erdal Sarızeybek

Kaynak: MENORA/ Işığın Gölgesindeki Darbe- Destek Yayınları

Bunlar da İlginizi Çekebilir

SARIZEYBEK MEDYA

Güncel Haber www.sarizeybekhaber.com.tr
Güncel Araştırma www.bilgeturkstrateji.com
Video Haber www.bilgeturktv.com
Özel Haber www.e-sarizeybek.com
KİTAP www.sarizeybekhaber.com.tr
ÖZGEÇMİŞİ