Dikkat! Kamuoyu Aldatılıyor: VUR EMRİ DİYE BİR ŞEY YOK!
VUR EMRİ Vali'den Askere geçmiş... Asker doğrudan operasyon yapacakmış...
Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında mini bir güvenlik zirvesi daha sonra da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı'nda geniş katılımlı bir zirvede terörle mücadelede izlenecek strateji belirlendi.
AKP yanlısı Türkiye gazetesinin haberine göre; buna göre çözüm süreci sırasında askerin operasyon yapması için validen izin alması gerekiyordu. Bu uygulamaya da son verildi.
Askerin sıcak operasyon ve sıcak takip yaptığı süreçte 'vur' emri bölgedeki askeri yetkililerde olacak.
Özellikle hava operasyonlarının durmaksızın sürmesi konusunda zirveden kesin talimat çıktı. TSK "kırmızı alarm" halini bundan sonraki süreçte "nonstop" sürdürecek. Belirlenen PKK'lılar sınır bölgesindeki fırtına obüsleri ile de her hareketlilikte vurulacak.
Sahadaki operasyonların sayısı artırılacak ve özellikle Irak sınır hattında geniş kapsamlı kara harekatları gerçekleştirilecek. PKK'lıların geçiş güzergahları ile Kuzey Irak'taki PKK kampları sürekli izlenecek. Her hareketlilikte bölgede devriye görevi icra eden F16'lar bombardıman gerçekleştirilecek(Yurt).
Türkiye'de neredeyse tüm ajanslar bu haberi geçti; VUR EMRİ VALİ'DEN ASKERE GEÇTİ!
İkinci başlık ise şu: ASKER ARTIK VALİ'DEN İZİN ALMAYACAK, DOĞRUDAN OPERASYON YAPACAK!
Ve son başlık: PKK İNLERİNE HAVA BOMBARDIMANI YAPILACAK!
Tüm bu haberlerin kamuyoyuna verdiği mesaj ise şu; ASKER ARTIK KIŞLADA KALMAYACAK, SAVUNMADA KALMAYACAK TAARRUZA GEÇECEK!
PEKİ DOĞRU MU BUNLAR?
Hayır, doğru değil...
Bunların hiçbirisi doğru değil çünkü en başta kanunlarımıza göre "VUR EMRİ" diye bir şey yok! Medyanın VUR EMRİ diye abarttığı mesele askerin ve polisin silah kullanma yetkisidir.
Bu yetkiyi de askere ve polise kanunlar verir, VALİ DEĞİL ERDOĞAN DEĞİL BAŞBAKAN DEĞİL!
Mevcut kanunlara göre, asker ve polis meşru müdaafa ve zorunluluk hallerinde silah kullanabilir, hiçbir asker ya da polis "
VALİ VUR EMRİ VERDİ" diyerek kimseyi vuramaz!
Yani?
"VUR EMRİ" diye bir şey yok!
İkincisi; asker ve polis doğrudan operasyon yapacakmış, VALİ'den emir almayacakmış... Bu da doğru değil.
Bu ülkede kanunlar geçer, kanunlar yetki verir, kanun hakimiyeti dediğimiz de budur. Buna göre 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu der ki; Valiler sorumluluk bölgelerindeki olayları polis ve jandarma ile bastıramazsa, garnizon komutanlıklarından askeri kuvvet talep eder.
Yani?
Yani mavi bereli dediğimiz, bordo bereli dediğimiz özel harekat birliklerinin operasyona çıkabilmesi için önce Vali'nin kuvvet talep etmesi lazım.
Sonra? Sonra bu talebi alan askerin bir operasyon planı yapması lazım. Ve planı Vali'ye onaylatması lazım. Ve sonra da operasyona çıkması lazım.
Şimdi diyorlar ki asker doğrudan operasyon yapacak, Vali'den izin almayacakmış...
Bu da doğru değil, hiçbir asker bu siyasete güvenip de operasyona çıkmaz çünkü olaylar sonunda ortaya çıkacak sonuçtan yine askerin sorumlu tutulacağını bilir. Bilir çünkü ERGENEKON diyerek, BALYOZ diyerek bu siyasetinin askere ne kötülükler yaptığı hala hazıfalardan çıkmamıştır.
Gelelim hava harekatına...
Sınır ötesine harekat yetkisi hükümetin elindedir. Hükümet bu yetkiye dayanarak askere harekat yetkisi verirse eğer asker sınırı aşar ve ister kara ister hava harekatını yapar.
Peki hükümet bu yetkiyi vermez ise ne olur? Asker harekat yapamaz!
Öte yandan her şehit haberi üzerine askere sınır ötesi harekat yetkisi vermek bir aldatmacadır. Bu gelip geçici bir harelattır ve sonuç vermez; o andaki olayın sınır ötesindeki uzantısına o anda müdahaleden başka bir şey değildir.
Eğer ki hükümet gerçekten terörü bitirmek istiyorsa, askere sınır ötesi harekat yetkisiyle birlikte SİYASİ HEDEF verir ve asker bu siyasi hedefe ulaşıncaya kadar geri dönmez, işte o zaman ancak sonuç alınabilir.
Hepsini toparlar isek...
Son günlerde gelen şehit haberleri kamuoyunda büyük bir öfkeye yolaçmıştır.
Bu öfke artık sokağa taşmaktadır çünkü halk da bilmektedir ki asker ve polis PKK'dan güçlüdür. Ama hükümetin yanlış siyaseti yüzünden şehit verilmektedir.
İşte hükümet siyaseti ve buna bağlı medya kamuoyundaki bu öfkeyi azaltabilmek için, VUR EMRİ masalı uydurulmuştur.
NE OLMALI?
Bu siyasetle terörle mücadele edilmez, Türkiye terörle mücadele etmek istiyorsa eğer bu siyaseti değiştirmelidir.
Çünkü bu siyaset artık terörün bir parçası haline dönüşmüştür.
