Erdal Sarızeybek anlatıyor:
ŞIH “VURUN” DEDİ, ŞEMDİNLİ’DE ORTALIK DUMAN!
Yıl 2015…
Hep birlikte izliyoruz Cizre’yi, Silopi’yi, Şırnak’ı ve Diyarbakır’ı...
Özellikle de Diyarbakır’da Sur mahallesini…
Ortalık yanıyor gibi…
İnsan aklı anlamakta zorluk çekiyor; nasıl oldu bu iş, diyerek… Öyle ya devlet var, devletin istihbaratı var ve güvenlik güçleri var…
Biraz geriye gidelim, şöyle yıllar öncesine…
Şimdi yıl Yıl 1992…Terörün zirve yaptığı yıllar, teröristin üç beş değil üç yüz beş yüz silahlıyla dolaştığı yıllar…
Düşünseniz o yılları; terörist 35 yüz silahlıyla dolaşırken bizim karakollarımız taş çatlasa yüz askerden öte değil!
O yıllarda ülkemizin en hassas bölgesi Hakkari, en hassas noktası da Şemdinli idi…
Neden hassas? Baksanız şu haritaya, Şemdinli adı PKK olan çeteyle kuşatılmış!
İŞTE ŞEMDİNLİ, YIL 1992:Şemdinli deyip geçmeyiniz; üçlü sınır, kaçaklığın merkezi…
Şemdinli; TürkiyeİranIrak sınırlarının birleştiği yerde; terörün merkezi!
Şemdinli’de halkımız ikiye bölünmüştür; kaçakçılık yapıp adı PKK olan Taşnak çetesiyle şöyle ya da böyle teması olanlar; bir de kaçakçılık yapmayıp vatan topraklarında Türk bayrağı güvencesinde yaşamak isteyenler!
Peki kim kaçakçı kim değil! Haritaya bakınız; İranIrak üçgeninde olanların hem kaçaktan başka şansı yok hem de adı PKK olan Taşnak çetesiyle işbirliği yapmaktan başka şansı yok!
İşte hikayemiz de burada başlar…
ADI: ŞIH HACI REŞİT BEĞ…
Meskeni: HORYÜREK…
Kendisi hem Hacı hem Şıh hem de Beğ!Bu beyimizin gücünü görebilmek için aşağıdaki resme bakmalı ve bir HACI BEY Çayı’nı görmeli: İŞTE O ÜNLÜ HACI BEY ÇAYI: Şimdi bu Hacı Bey, Horyürek’te oturur ve bu Horyürek Hacı Bey Çayı kenarındadır…
Hacı Bey Çayı ise TürkiyeIrak sınırını Şemdinli’de çizer…
Ancak…
Üçgendedir; TürkiyeIrakİran üçgeni…
Hem de terör ve kaçaklığın geçiş yolu üzerindedir.
Yani? Yani orada yaşıyorsanız ya kaçakçı olacaksınız ya da teröristkaçakçı gibi bir şey bu, yıl 1992…
Yani? Yani bizim Hacı Bey’in kaçakçı olma imkanı da vardı, terörist olmak da…
Biz 1992’de Hacı Reşit Beği 1992’de tanıdık yani terörün zirveye vurduğu yıllarda…
Düşünüz terörist de kaçakçı da kapısında yani bir adımlık mesafede…
‘Silah al, mücadele et, dedik; ALDI!
BU BAYRAK BİZİM, BU VATAN BİZİM, BU ASKER BİZİM” dedik, ÇEK tetiği; ÇEKTİ!
Biz beraberdik onlarla, beraber savaştık bu silahlı yabanlara karşı. Kendisi hem hacıydı hem beğ. Olur mu beğden korucu, diyeceksiniz ama olur. Hacı Reşit Beğ korucu oldu o zamanlar, bize güvendi.
Aldı silahı, önce duvara astı. Onun korucu olduğunu duyan hainler saldırdı mı dört bir yandan Horyürek’e, acımasızca, kalleşçe.
Baktı çare yok, aldı duvardan silahı. Geçit vermedi hainlere köyünden, toprağından.
Önce oğlu şehit oldu, sonra yakınları bir bir. Köy, Hakurk denen hainlerin toplanma ve eğitim merkezinin tam ağzında.
Ağzını açan terörist Horyürek’i yemek istiyor, yüreğini göğsünden çıkarmak istiyor. Hakurk, o bölgede Hakurk olduğu sürece, nasıl dayansın Hacı Reşit Beğ!
Nereye kadar dayansın Hacı Reşit Beğ!
Çaresizlik aldı köyünü, çıktı Gelişen’e, karakola yakın, güvenli olsun diye. Kolay mı yeri yurdu terk etmek? Zor hem de çok zor. Hep deriz ya ateş düştüğü yeri yakıyor ve canı yanan biliyor bunu, seyreden değil.
Duyduk ki sonradan geri dönmüş köyüne ama daha yorgun, daha yaşlı ve daha çaresiz…
Şimdi duyuyoruz adı PKK olan Taşnak çetesi Cizre’yi mekan tutmuş!
Şimdi duyuyoruz da adı PKK olan Taşnak çetesi Diyarbakır’ı, Şırnak’ı, Van’ı yakıp yıkıyormuş!
Şimdi bunu Hacı Reşit Beğe nasıl anlatayım!
HACI REŞİT BEY NE TERÖRİST İDİ NE DE KAÇAKÇI…
ATATÜRK’ü tanıyordu, bana anlatmıştı, biliyordu...
Türk Bayrağı evinde dalgalanıyordu, ona güveniyordu…
BEN ŞİMDİ BUGÜNLERE BAKIP DA HACI REŞİT BEĞE NE DİYEYİM!
BİLDİĞİM: ŞEMDİNLİ'DEN EDİRNE'YE KARS'TAN ANTALYA'YA, TÜRK MİLLETİ AYAKTA, FIRSAT KOLLUYOR!
Kolladığı fırsat da şu; şehitlerimizin kabirlerinde huzur içinde uyuması için gerekirse kendi canını vermek için!
Erdal Sarızeybek